bugün

entry'ler (5266)

sözlük yazarlarının günlükleri

Yazmayalı en az beş senenin geçtiği günlük. 8.nesilden kimse var mı bilemiyorum. Hatta şu an hangi nesildeyiz onu da. Tanıyan tanımayan herkese selam olsun.

şeytan ve ibneleştirme projesi

Şaka maka şeytan'ın hala boş durmadığını gösteren proje. Şimdi zıt kutuptan, yani erkekten saldırıyor haspam.

O ne lan öyle. Daracık kotlar, bir de paçaları kısa. Ulan erkeklik genleriniz nerede olm sizin? Bunları nasıl gönül rahatlığıyla giyebiliyorsunuz? Sahiden beğeniyor musunuz?

Tekerlemelere inanmayın bence. Şeytan alır götürür ama asla satamadan getirmez.

ibneleşmeye devam gençlik...

sözlük yazarlarının günlükleri

Günlük seni özlemişim lan.. bu aralar sık sık görüşürüz bakarsın.

sözlük yazarlarının günlükleri

insanlar hep konuşuyor farkında mısın? Gökgürültüsü gibiler, bir türlü yağamıyorlar. O yüzden kurak topraklarımız. O yüzden sususuz. Konuşuyorlar ama yapamıyorlar. inanıyoruz diyorlar ama itaat etmiyorlar. Yalancı bir gökgürültüsü asla yağmur getirmiyor günlük.

tekrarlanan yedi

Fatiha suresi 'dir.

Hicr suresi 87. Ayette rabbülalemin şöyle der; "Andolsun ki biz sana, tekrarlanan yedi âyeti ve pek büyük olan Kur'ân'ı verdik."

Bu anlatımda yer alabilmek için "tekrarlayan" olabilmeli insan. "Bu tanımdaki kişi benim, bunlar bana verildi" diyebilmek için yaşamalı.

sözlük yazarlarının itirafları

Misafirliğe gittiğimde elimi yıkamışsam kurulamak için havluya yöneldiğimde, asılma şekline göre havlunun en az kullanılan kısmını bulup orasıyla kurularım ellerimi. Bu, çoğu zaman askıya denk gelen kısım oluyor. Hele ki en çok kullanılan yerine ise asla dokunmam bile.

sözlük yazarlarının itirafları

Kısa pantolon modası geçtiğinde ortalıkta kısa pantolonlarıyla dolaşan palyançoları gördüğümüzde ağır taşşak geçicez.

21 yüzyılda hala kola içilebiliyor olması

enteresandır. 21.yüzyıla gelmişiz, teknoloji ve bilgi çağı yaşıyoruz hatta utanmasalar artık atomun da atomunu çıkaracaklar fakat hala kola nın içinde ne var bilinemiyor he? güldürmeyin beni. e o zaman akla şu soru geliyor; ''içindekinin bilinmemesi mi gerekiyor acaba?'' şahsen naçizane fikrim insanları aptal yerine koyduğudur. ramazan aylarında yaptığı reklamlar filan inanılmaz itici, bir de tutup kutuların üzerine isimler filan yazdılar. bu nasıl bir küçümsemedir! şimdi bir de markanın ismini türkçe yazmaya başladılar. - bu türkler de fazla oluyor john - neden corc - markanın ismini türkçe ye çevirdik de satışlar inanılmaz arttı. ben şu teknoloji çağında bir sıvının içinde hangi maddeler var bilinememesine inanmıyorum. bu doğrultudan yola çıkarsak bunun bilinmediği değil bilinilmemesi için saklandığını düşünürüm. saklandığına inanırsam içinde bilinilmemesi gereken bir madde olduğu ve bu madde bilinildiğinde (zararlıysa) bir daha kimseninnin kola içmeyeceğini düşünürüm. ki içinde bulunduğu söylenen florit denilen madde araştırıldığında sonu taa illuminati'lere, küresel güçlere çıkıyor. yıl olmuş 2014 ve biz hala kola içiyoruz. afiyet olsun.
(bkz: florit)

istanbul daki en iyi manzara

bir kadının gözlerindedir.

baksan aşktan erir, bakmasan özler kahrolursun.

demişler ya mecnun'a; ''leyla leyla dedin bu muydu aşık olduğun leyla?''
o da cevap vermiş; ''leyla'yı bir de mecnun gözünden görebilseydiniz keşke''.

sözlük yazarlarından aforizmalar

Günahlar çeşit çeşittir ama bütün iyilikler birbirine benzer.

normal maaş alıp sgk sı asgariden görünen işçi

son söyleyeceğimi başta söylemeliyim ki bu aleni bir hırsızlıktır!!! etrafımdaki insanların çoğunun mensup olduğu mağdurlar grubu. yüzdeye vursam yüzde 75 lere tekabül eder ki facia. şimdi bunu yapan patronlara soruyorum;
be amına kodumu patronu! - sen bana asgari maaş mı veriyorsun?
- hayır
- be orospuçocuğu! o zaman neden sigorta primimi düşük ödeyip emekli olacağım zamanki maaşlarımdan çalıyorsun? neden hakkım neyse, ödenmesi gereken prim neyse onu ödemiyorsun? senin amına koyim ben! hırsız.

burada en masum olan işçidir. neden? çünkü hakkını arayamıyor. aramaya kalksa kapıya koyuluyor. ''bizim şartlarımıza uygun çalışacak tonla adam var'' cevabını alıyor.

burdaki en masum olmayan en numaracı ve kahpeliğe göz yuman ise devlettir devlet!! ulan dalyarak sen bireysel emeklilik sistemine yüzde 25 katkıda bulunacağına kendi sgk na yüksek prim yatırmaları için o götveren patronlara katkıda bulunsana! neymiş devlet önlem almış maaşlar artık bankalara yatıyormuş. yarrak almış ne önlemi. adam maaşın asgari ücrete tekabül eden kısmını bankaya yatırıyor gerisini elden veriyor. sikerim öyle önlemi. canınız istese bir dakikada düzeltirsiniz bunu amk!

insanın özü aslında iyidir

dosdoğru önerme. allah insanı yarattığında iyi ve kötüyü de yarattı ve insana karar mekanizmasını sundu. buna irade dediler. neydi irade? nefs ve ruha verilen yüzde elli-elli oy hakkını yönetmek.
mesela? nefs içki içip sarhoş olmak istedi diyelim, ruh da bunun kötülüğe hizmet edeceğini belirterek buna karşı çıktı. ikisinin da yüzde ellişer oy hakları var ve bu durumda taraflardan biri diğerine üstün gelemiyor. iste burada insanoğlu devreye giriyor. irade dediğimiz nane, oran ayarlaması yapıyor. allah'in rahmeti de burada ortaya çıkıyor aslında. neden? çünkü oylamaya o da katılıyor ve koskoca yaradan kurallara uyuyor yalnız bir oy kullunarak. oyunu bozmuyor. birden fazla oy kullanıp seni iyiye yönelterek oynadığın irade oyununu bozmuyor. bu yüzden genele ve öze baktığımızda insanoğlu iyidir. içine üflenen ruh sayesinde, bahsedilen rahmet sayesindedir bu! hee insanoğlü nankör tabi. her zaman yaptığı gibi oylamada da adil davranmıyor. oylama yüzde elli-elli olduğunda nefsten yana olup nefsin oyunu (atıyorum) ellibeşe çekip ruhu kırkbeş de bırakıyor. allah'ın kurallara uyup senle sen olmasını hiçe sayarak nefs'i, yani şeytan'ı galip, tövbe haşa allah'ı çırak çıkarıyor. allah bu duruma müdahale etmiyor ve gönderdiği kitaptaki kurallar dahilinde bir yargı sistemi olduğunu da tekrar tekrar hatırlatıyor.

insan özünde iyi bir varlık aslında. fakat herkes insan olamıyor. nefs 5 yaşında bir çocuk gibi ve şeytan yaptığı vaatlerle onu çok çabuk kandırıyor ve oylama açmasını sağlıyor. insanın işi zor yani. hep oylama ve hep adaletli davranmayı becerebilmeli yani. belki ism-i azam içinde de allah'ın adl isminin olduğunun söylenmesi de burdaki adalet sistemi ile alakalıdır. bilemiyoruz.

işyeri tuvaletinde sesli osurmak

en büyük zevklerimden biridir. tuvaletin içinde ikisi bayanlara olmak üzere üç tuvalet var ve hepsi yanyana. hepsi ortaklaşa kullanılan üç de lavabo var. tuvalete girdiğim zaman olabildiğince sesli osurur ve hiçbirşey olmamış gibi davranırım. tuvaletteki iş arkadaşlarım sanki osurulacak son yer burasıymış gibi mal mal birbirlerine bakarlar ve bundan psikopatça bir zevk alırım. deneyin seveceksiniz. sanki dünyadaki tek osuran benim amk!

insanların kendilerinin de yaptığı bir şeyi olabilitesine en uygun yerde yapan birine şaşırmaları şaşırtıcı değil mi?

sigaranın mantıken açıklanamayan yararı

başlığı gördüğünüzde güldüğünüzü ve "hasiktir lan sigaranin yararı mı olur? kimbilir ne taşak" dediğinizi duyar gibiyim. ama durum farklı!

şimdi bankada çalışan bir gişe elemanı düşünelim. sigara içicisi. açılış ile kapanış arasında ortalama 10 adet sigara içiyor. yerinden kalkma ile oturma arası ortalama 6 dakika diyelim. yani günde sigara icin 60 dakika (1 saat) harcayabiliyor.

diğer bir gişe elemanı ise sigara içmiyor ve içen arkadaşından her gün 60 dakika fazla çalışıyor. aynı parayı alıyorlar. peki içmeyen eleman ben günde 50 dakika hava almaya çıkıcam dese izin verirler mi? vermezler! peki hadi diyelim verdiler. hangisi daha fazla süre çalışmış olacak? yine içmeyen! 50 dakika da demesin ben günde yarım saat hava alacağım desin ne derler? ne havası birader! kapının önüne koyarız alırsın havanı.

e mantığını, mantığımızı sikeyim birader! hani sigaranın yararı yoktu! bu mantıksızlığı açıklayın o zaman!

subliminal mesaj

subliminal mesaj'in bilinçaltı hedefli yapıldığını, bilinçaltının saniyede bilmem kaç milyon bilgiyi işlediğini bilmeyenlerin bik bik öttüğü konudur bu. kardeşim senin çocuğun aslan kral izlerken ve sen mutlu mesut oturuyorken, aslan kral'ın arka planında, normal izlerken fark edilemeyecek bir görüntü var. ne var o görüntüde? adamın biri ablanın birine abanmış dayıyor. o varnır bros çalışanı abi sapık mı? neden çizmiş onu arka plana. amk salağı! ulan hep kendimizi akıllı sanmamızdan bunlar he. aptalız olm aptalız! çünkü biz aptal olduğumuzda adamlar akıllı çıkıyor. zaten biz akıllı olsak o çizerin beynine sokayım ben. lan niye çizdin o çizgi filme o sapık resimleri. varnır abi atın abi bu ipneyi işten ya. sapık mıdır nedir ya!

alex jones

abd'de içme sularına katılan florur hakkindaki videolarını internetten bulabileceğiniz gazeteci. (bkz: florür) (bkz: florit) (bkz: epifiz bezi) (bkz: epifiz)

asaf bin berhaya

hz. süleyman'ın belkıs'ın tahtını kim buraya getirebilir demesi üzerine cinlerden bir ifrit tahtı getirebileceğini söyler fakat süleyman peygamber bu görevi başkasına verir. bu kişinin asaf bin berhaya olduğu söylenir.

sözlük yazarlarının itirafları

şişt kimseye söylemeyin ama.. efenim t.c kimlik numarasındaki tüm sayıları birbiri ile toplayın. atıyorum 28 çıktı dimi. yani bu toplamının son rakamı 8. bakın bakalım t.c kimlik numaranızın sonu da 8 mi? yaa yaa.

sözlük yazarlarının itirafları

insanlığın şu anki gelişmişlik düzeyinin komik derecede yetersiz olması. ulan 50000 yıl geçmiş şuraya bak ortalık cahilden geçilmiyor. hesapta teknoloji çağındayız ve hala cola'nın formülü bulunamamış. facebook'u, twitter'ı teknoloji sanıyoruz. hasiktir ya!

d harfi

titreşimi en güçlü harf. güçlü olan sevilir. örneğin "güçlü olan yaradan ile güçsüz olan kul arasındaki sevgi" gibi. rahman'ın kullarını seven ve onlar tarafından sevilen anlamına gelen vedud ismindeki iki tane "d" harfinde olduğu gibi. bu ilmi bilen ve kötüye kullanan lanetlilerin "bank reserv" i ele geçirdiklerinde basacakları paraya dolar ismi verdikleri gibi.